Tuesday, January 12, 2016

All our times will come



 İçinde bulunduğum ruh halini daha iyi tasvir edebilecek bir görsel olamazdı sanırım. Sevmediğim bir işte çalışıp kapitalizmin köleleri arasında yerini alan ben, corporate Marshall Erickson, bir iş arkadaşımın daha yeni ufuklara yelken açmasıyla beraber yine, yeniden existential vacuumu iliklerime kadar hissetmeye başladım. Bir işlemci upgrade'i bir de yeni ekran kartı alırım, 3-5 kuruş koyar cebime kendimi yollara vururum diyerek tam beş sene evvel girdiğim işten emekli olacakmışım gibi bir his gelip kalbimin tam orta yerine yerleşiyor, oradan mideme oradan bacaklarıma ordanda gözlerime..


 Sonra bu küçük koala bana sarılıyor, çenesini omzuma dayayıp "ba-ba" diyor ve bütün dünya duruyor.


 İzninizle yazımı yine edebi değeri ben öldükten çok sonra anlaşılacak olan bir poemimle sonlandırmak istiyorum.

Life is short,
and pleasures few
the ship is holed
and drowned the crew
we swim and swim
but there is no shore
we are in a room
without the door.

Saygılar saygılar.


No comments: