Monday, January 26, 2015

What can i do? Sometimes.


Kimine göre uzun kimine göreyse kısa olarak değerlendirebilen bir zaman aralığı içerisinde türlü türlü şeylerle uğraşmaktan siz değerli okurlarımla ilgilenemediğim icin vicdan azabı cekmeye, uykusuz geceler gecirmeye baslamıstım.

Şunu söylemeliyim ki yakın gelecekte edebi değeri, üzerinden en az bir asır gectikten sonra anlaşılabilecek olan bir takım paylasımlarda bulunmayı planlıyorum. Bunlardan bazıları aşağıda gördüğünüz şiir gibi eskiden müstakbel olan eşime yazdığım paradigmalardandır. Tüm bunları yukarıda gördüğünügünüz alakasız görselle şenlendirme çabalarımı taktir edersiniz umarım.
( evet göz bantları, halatlar, köpükler falan )


Jumping spiders surrounded me
I just want to drink a cup of tea
They've almost finished their sticky web
i hate the bank that called TEB.

You know these are irrelevant and just for fun
but the facts is i am the sky and you're the sun.
I can feel your warmth even if its night
And in the morning, i'll be there to hug you tight.

Saygılar.

Fonda çalıyordu : Hozier - Take me to church.
Türkcesi ; Haydi beni camiye götür ("haydi"yi ben uydurdum "cami" ise interpretation.)

No comments: